• https://www.facebook.com/necdetunuvar
  • https://www.twitter.com/@necdetunuvar
  • https://www.instagram.com/necdetunuvar
  • https://www.youtube.com/channel/UCjxIt73RTZjCQlvxODKl-mQ
“Şuşa: Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” Kitabı Tanıtıldı

“Şuşa: Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” Kitabı Tanıtıldı

 

Azerbaycanlı Milletvekili Melahat İbrahimkızı'nın yazdığı, editörlüğünü Malatya Milletvekili Öznur Çalık'ın, danışmanlığını ise Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar’ın üstlendiği “Şuşa: Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” isimli kitabın tanıtımı gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in son 18 yıldaki görüşmeleri, ortak açıklamaları ve katıldıkları toplantılar, “Şuşa: Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” ismiyle kitap haline getirildi. Melahat İbrahimkızı'nın hazırladığı, editörlüğünü Malatya Milletvekili Öznur Çalık'ın, danışmanlığını ise Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar’ın yaptığı kitabın ilk tanıtımı, geçtiğimiz aylarda Bakü’de gerçekleştirildi. Azerbaycan Türkçesiyle kaleme alınan kitabın Türkiye tanıtımı ise, Keçiören Belediyesinin ev sahipliğinde yapıldı.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, Estergon Kalesi’nde düzenlenen tanıtım programında, “Şuşa: Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” kitabının Azerbaycanlıların 30 yıl sonra Karabağ'da yazdığı destanın zaferini belgeleyen önemli bir eser olduğunu belirtti.

Konuşmasının başında, Şuşa şehitleri ve bütün şehitler için Fatiha okunmasını isteyen Yıldırım, “Beraber yürüdük, Türkiye, Anadolu toprakları bize az geldi. Oradan Nahçıvan'a, oradan Azerbaycan'a, oradan da Karabağ'a kadar beraber yürüdük. Beraber yürümemizin sonucunda da Karabağ artık Azerbaycan'dır" diye konuştu.

İşgal edilen Karabağ topraklarının 30 yıl sonra tekrar Azerbaycan'a dahil edildiğini hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Ümit ederim ki Karabağ'da yapılan savaş, bölgedeki son savaş olur. Bir daha böyle acılarla bölge insanı karşı karşıya kalmaz. Bu kime bağlı? Bu, inatlarından, hayallerinden, boş hayallerinden vazgeçmeyen ve bu hayaller uğrunda ellerindeki birçok şeyi de kaybeden, tabiricaizse dolmuşa gelen, gaza gelen Ermenistan'a bağlı. Artık Karabağ meselesi de bir noktaya geldiğine göre, Ermenistan'a hem Azerbaycan hem Türkiye barış elini uzatıyoruz. Diyoruz ki gelin Kafkasya'daki gelişmelerden, refahtan, zenginlikten siz de istifade edin. Bu bir açık çağrıdır."

Yıldırım, bu amaçla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ermenistan için bir özel temsilci atadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla Ermenistan'ın bu önemli fırsatı ıskalamaması gerektiğini düşünüyoruz. İnşallah bu şekilde biz, sadece Ermenistan'ın değil bölgedeki bütün ülkelerin daha çok refah, kalkınma ve bölgede yaşayan bütün halkların mutluluğu için çalışma yapmamızın faydalı olacağını düşünüyoruz. Hem diasporanın hem arkalarından kulaklarına fısıldayan, 'Arkanızdayız' diyen devletlerin, iş başa düştüğünde hiçbirinin yanlarında olmadığını, bir faydası olmadığını Ermenistan yönetimi inşallah bu sefer anlamıştır, görmüştür. Gelecek, bölgede iş birliğine, komşular ile iyi geçinmeye bağlıdır. Ermenistan halkının yıllarca süren mağduriyeti sona ersin ve aileye katılsın, birlikte bölge için çalışalım istiyoruz."

İstanbul'da 12 Kasım 2021'de Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda yapılan 8. Türk Konseyi Zirvesi'nde, TDT Aksakallar Konseyi Başkanı seçildiğini anımsatan Yıldırım, görevin sorumluluğunun farkında olduğunu söyledi.

Yıldırım, 8. Türk Konseyi Zirvesi'nde alınan kararlara değinerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Uzak Doğu'da, Avrupa'da birçok ülke teşkilatımıza üye olmak istiyor. Çok heyecan oluşturdu. Tabii burada üyelik şartları belli. Herkesin üye olması söz konusu değil. Türk devleti olacak veya Türkçenin aynı kökten gelen bir dili olacak veya kendi dilinden başka ikinci konuşulan dil Türkçe olacak. Bunun gibi kriterler kondu. Bu çerçevede, elbette teşkilat büyümeye, gelişmeye devam edecek. Şunu herkesin bilmesi lazım. Bu teşkilatın amacı kimseyi korkutmak değil, bu teşkilatın amacı kimseden korkmadığını da göstermektir. Bugün Türk Devletleri Teşkilatı 5 milyon kilometrekare bir alanda yayılı. 170 milyon nüfusu var, yıllık bazda 1,5 trilyon gayrisafi hasılası var ve 550 milyar dolar toplam ticaret hacmi var. Tabii ticaret hacminin içinde bu 7 üye ülkenin birbiriyle olan ticareti ne kadar diye baktığımızda yüzde 5'in altında. Burası çok düşündürücü. Bu kadar büyük ticaret içinde yüzde 3 mertebesinde kendi aralarında ticaret yapıyor olmaları kabul edilebilir bir şey değil."

Bölgede iş birliğiyle birçok meselenin halledildiğinin altını çizen Yıldırım, "Biz, Avrupa'dan Uzak Doğu'ya kesintisiz gidebiliyoruz ama bir şeyimiz daha var, Zengezur koridorunun açılması. Laçin'de eş zamanlı bu koridorun da hayata geçmesiyle artık beraber bu yollarda yürürken tekrar durup, ara verip, uçağa binip geçmeyeceğiz. Yürümeye devam edeceğiz." dedi.

 

“TEK MİLLET İKİ DEVLET AMA TEK YÜREK”

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar da Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini kalbe benzeterek, “Bir tıp doktoru olarak, kalbe baktığımız zaman sağ ve sol kalp deriz. Sağ ve sol kalbin kulakçığı ve karıncığı vardır. Doktor olan arkadaşlarımız bileceklerdir. Esasında ikisi de farklı farklı yerlerden kanı alır, temizler, gönderir ama sonuçta kalp tek bir şekilde atar. Kalp doğru şeklide atarsa kişi hayatını doğru bir şekilde devam ettirir. Esasında Türkiye ve Azerbaycan aynen böyle kalp gibidir. Sağ kalbin, sol kalbin geleni gideni var ama aynı yöne akıyor. Dolayısıyla Türkiye ve Azerbaycan tek millet iki devlet ama tek yürek” ifadelerini kullandı.

Melahat İbrahimkızı’nın yazdığı kitaba kendisinin de kısmen destek verdiğini kaydeden Ünüvar, “Bu kitap, esasında aynı yüreğin Azerbaycan ve Türkiye’de atışı ve akışıyla alakalı yazılmış bir kitap. Esasında liderler yazdıklarıyla konuştuklarıyla davranışlarıyla geleceğe mektup yazarlar. Çocukları, torunları bu mektubu alır, gereğini yaparlar. Mehmet Emin Resulzade’den, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten, Haydar Aliyev’den, Elçibey’den bugüne yazılan mektupları bugün Cumhurbaşkanlarımız Recep Tayyip Erdoğan ve İlham Aliyev hayata geçirdiler” dedi.

 

“AYNI ZAFERİ İLİMDE DE KAZANMAMIZ LAZIM”

“Ne güzeldir ki Karabağ’da zaferi kazandık ama bu zafer yetmez. Bizim ilimde de aynı zaferi kazanmamız lazım” diyen Ünüvar, şöyle devam etti:

“Ankara Üniversitesi olarak bizler, pandemi döneminde Azerbaycan’daki üç üniversitenin öğrencilerine, kendi öğrencilerimiz hangi haklara sahip ise onlara şifrelerini verdik, derslere girdiler, eğitim aldılar ve bundan çok büyük memnuniyet duydular. İkili diploma anlaşmaları yaptık, üniversitelerle değişik anlaşmalar yaptık ve devam ediyoruz. Askeri zaferimizi eğitimdeki zaferle taçlandırmak istiyoruz. İnşallah sayın cumhurbaşkanlarımızın açtığı yoldan azimle yürümeye devam edeceğiz. Bu doğrultuda Türkiye ve Azerbaycan’ın bayrakları hep en zirvede olacaktır. Yaşasın Türkiye, yaşasın Azerbaycan. Yaşasın Türkiye-Azerbaycan dostluğu.”

Programda, Azerbaycan Meclisi Dostluk Grubu Başkanı Ehliman Amiraslanov, TBMM Türkiye Azerbaycan Dostluk Grubu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Mammadov, Ankara Valisi Vasip Şahin, Azerbaycan Milletvekili Melahat İbrahimkızı, Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok da birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından hediye takdimi yapıldı ve günün anısına fotoğraf çektirildi. Programda, Azerbaycan Devlet Sanatçısı Azerin mini bir konser verdi.

  
202 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın