Sigara hayatımıza nasıl girdi bilinmez ama, 5000 yıldır insan oğlunun hayatında olduğunu ne yazık ki biliyoruz. Özellikle eski çağlarda bitkiler tütsü yapmak için yakılıyordu ki muhtemelen hayatımıza giriş noktası burada başladı.

Kristof Kolomp Amerika kıtasını keşfettiğinde buradaki yerlilerin “Tobaccos” adını verdiği bir bitkiyi yakarak dumanını içlerine çektiğini gördü ve ne yazık ki faydalı bir bitki olduğunu düşünmüş ve tüm dünyaya yayılmasına sebep olmuştur. Ama bu ürünün tüm topluma zarar getireceğini düşünemediği aşikardır.

Osmanlı İmparatorluğuna ise ilk defa İngilizler tarafından getirilmiştir. Getirildiğinde göğüs hastalıklarına iyi geldiği düşüncesiyle kullanılmaya başlanmış zaman zaman da fetvalar çıkarılarak yasaklansa da yaygınlaşmasına ve alışkanlık haline getirilmesine engel olunamamıştır.

Çok şükür ki teknoloji ilerledikçe , sağlık verileri toplandıkça sigaranın zararları ortaya çıkmıştır. Artık günümüzde içende içmeyende çok iyi biliyor ki, sigara insan sağlığına son derece zararlıdır.

Sadece Akciğerleri değil insan normal fizyolojisini bozduğu bir gerçektir. Akciğerlerimiz kendi kendini yenilemeyen organlarımız arasında yer almaktadır. Bu sebepten her içilen sigara Akciğerlerimizde telafisi olmayan zararlara yol açmaktadır.

Dünyada, yılda  6 milyon kişi sigaraya bağlı rahatsızlıklardan dolayı hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde ise 100 binlerle ifade edilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütünün belirlediği kriterlere göre ülkemiz  sigara ile mücadelede dünyada başarılı ilk 4 ülke arasında yer almaktadır.

2007 yılında, Ulusal Tütün Kontrol Programı Eylem Planı Sayın Başbakanımızın katılımları ile tanıtılmıştır. 2008 yılında, 4207 sayılı Kanunda değişiklik yapan 5727 sayılı “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiştir. Pasif içicileri korumaya yönelik, dumansız bir Türkiye oluşturmak adına tüm kapalı alanlarda sigara tüketiminin yasaklanması amaçlanmış ve “Dumansız Hava Sahası” kampanyası başlatılmıştır. 19 Temmuz 2009 tarihinde, tüm kapalı alanların yasaya dâhil olmasıyla, Türkiye’de tüm kapalı alanların dumansız hale getirilmesi sağlanmıştır.

Tütünle mücadele kapsamında yapılan hizmetler sonucunda, 15 Yaş Üzeri Nüfusun Sigara içme oranı 2006 yılında %33,4 iken bu oran 2012 yılı için %27,1’e gerilemiştir. 2008 yılına göre yaklaşık 2 milyon 200 bin kişi sigarayı bırakmış, kapalı alanlarda sigara dumanına pasif maruziyet %60 ve yasak olmamasına rağmen evlerde sigara içenlerin oranı %35 azalmıştır.

Aslında bu kanunla toplumda bir kültür oluşturuldu 10 yıl önce evlerde sigara içilirken, bugün yasak olmadığı halde, evimizin içinde sigara içme alışkanlığını bıraktık. Bu kültürün oluşturulması çok emek isteyen bir durumdur. Televizyonlarda sürekli sigaranın zararlarını anlatan hatta bu durumdan mağdur olan insanların zararlarını anlatması toplumumuzun bilinç altını etkilemiştir. Sigara kutularına resimler yerleştirilmesi, vergilerinin artırılması elbette tamamen sigara alışkanlığını bırakmamızı engellemez ancak istatistiksel veriler gösteriyor ki doğru yolda ilerlediğimiz açıkça görülmektedir.

Sigarayı bırakmak tamamen kişinin elindedir.

Herkes, Sağlık Bakanlığının slogan olarak kullandığı “yeni bir başlangıç için Alo 171’i arayın” kampanyasına destek olmalı ve bunu çevresine önermelidir.

Daha Sağlıklı bir toplum ve sigarasız bir hayat diliyorum.

Prof.Dr.Necdet ÜNÜVAR

Adana Milletvekili

Sağlık,Aile,Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı

Yorumlar